Günümüz yetişkinlerinin çocuklukları sokak oyunları, yüz yüze iletişim, ev işlerinde rol ve sorumluluklar ile şekillendi. Bugünlerde çocuklar teknolojik dünyanın içerisindeler, bütün oyuncakları yapılandırılmış bir halde ve ebeveynlerinin çocukluklarındaki oyun alışkanlıklarından sosyal etkileşimlerine kadar pek çok alanda belirgin farklılıklar var. Yapılandırılmış oyunlar içerisinde ve ekranlarda yaratılıcılıktan, empatiden uzak bir yaşam deneyiminden geçmekteler. Bir de günümüz yetişkinleri kendi zorlanmalarını ve çocukluklarında eksik kaldığını düşündükleri şeylerden çocukları mahrum kalmasın diye çocuklarına yük vermemeye çalışarak işleri yürütmekteler. Yetersizlik duygusundan gelen telafi davranışları yine çocuklarının kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olacak söylem/davranış geribildirimleriyle işler daha da zorlaşmakta. Hal böyle olunca, onca imkân sunulan çocuğun dünyasına dahil olamamak ve dışarıda kalmış hissetmek günümüz yetişkinlerinin duygusal handikapları arasında yer alıyor.
İnsan kendi çocukluğundan geçmeden yetişkin olamıyor…
Özel gereksinimli bir çocuğa ebeveynlik yapmak, sevgi ve bağlılıkla dolu bir yolculuk olmasına rağmen, aynı zamanda büyük zorluklar ve duygusal dalgalanmalarla da karşılaşabileceğiniz bir süreçtir. Bu süreçte, özellikle öfke kontrolü konusunda zorlanabilirsiniz. Öfke, yoğun stres ve belirsizlik dönemlerinde doğal bir duygudur, ancak bu duyguyu yapıcı bir şekilde yönetmek hem sizin hem de çocuğunuzun iyiliği için hayati öneme sahiptir.
“Çocuğum için onca şey yapıyorum ama o kendi dünyasında”
Çocukların dünyasına girememek ve onlarla sağlıklı bir iletişim kuramamak özel gereksinimli çocukların aileleri için zor bir süreç. Bazen bir görevi yerine getirmesinin çocuğunuzu geliştireceğini düşünür ve ısrarla bu durum için çabalarsınız. Ancak o başka bir detayla meşgul olmakta ve sizin çabalamanıza karşılık vermemektedir. Pek çok ebeveyn çocukları özel gereksinime ihtiyaç duymasa da benzer sorunları yaşamakta. Öncelikle çocuğunuza bir oyun kurmak/ çocuğunuzu bir uygulamayı yapmaya ikna etmeden önce onun öncelediği şeyi anlamaya çalışmalısınız. Çünkü onun dünyasını anlamak yerine odaklandığınız kısım onun yararını düşünmek oluyor. Bu durumda sizin onu düşünmeniz ve çocuğunuzun gördüğünüz kısmı görmemesine öfkelenebilirsiniz. Sitemin, kırılmanın ve kırmanın sınırları belirlenmemiş sevgiden geldiğini unutmayın. Tüm saydığım bu şeyler duygulardan süzülüp davranışınıza yansıyan süreçler…
Duygularınızı tanıdıkça çocuğunuzun duygularını da anlamlandırmaya başlarsınız!
Duyguları genelde pek çok insan yüzeysel biçimde tanımlayabiliyor, ancak bedensel olarak yoğun bir biçimde hissedebiliyor. Yani dile dökülemeyen duygularınızı bedeniniz kendi dilince ifade eder. İfade edemediğiniz benzer duygular benzer beden duyumlarıyla gelir. Mesela öfkelendiğinizde bedeninizin neresi kendisini dile döküyor? Midenize kramp mı giriyor? Başınız mı ağrıyor? Sıcakladığınızı mı hissediyorsunuz? Sindirim sisteminiz mi kendisini hissettiriyor? Eliniz mi titriyor? Dişinizi mi sıkıyorsunuz? Öfke bazen bedeninizin alt kısmından üste doğru gelir bazen de tepenizden aşağıya doğru gelir. Aşağıdan yukarıya çıkan öfke zamanla artar ve azalması zor olur. Başınızdan aşağı kaynar su dökülürcesine gelen yukarıdan aşağıya öfke ise saman alevi gibi hızla gelip geçer. Bedeninizin hangi bölgesinde reaksiyon geliyorsa uzmanlar için bunun bir anlamı oluyor. Kendinizi tanımanız ve bilmeniz size pek çok şey katacaktır bu konuda.
Öfkelendiğiniz anlarda hangi koşullarda öfkelendiğinize, bedeninizde olanlara ve bunun hangi duygu olduğuna dikkat edin…
Kendi bedensel ihtiyaçlarınızın karşılanmaması (uykusuzluk, yorgunluk, açlık vd), çocuğunuzu anlamamak (karşılıklı inatlaşma, ağlama krizleri vd) ve duygularınızla ilgili etkilendiğiniz durumlar (anlaşılmamış hissetme, reddedilme, kırılma, hayal kırıklığına uğrama vd) öfke zeminini hazırlayabilir. Bu koşulları fark ettiğinizde durumun farkına varmak koşullarınızı düzenlemek için bir fırsat yaratır. Yardım talebinde bulunmak pek çok insan için zordur ve koşullarınızın daha da ağırlaşmasına neden oluyor. Çocuğunuzun özel gereksiniminden kaynaklı veren el olmaya alıştığınız için fedakarlıkta bulunmak ve yardım etmek size ait bir davranışmış gibi benimsersiniz. Birilerinden yardım istemekten çekinmeyin ve insanların size destek olmaları için alan açın. Sosyal destek ağınızdan aldığınız destek veya profesyonel destek sizi rahatlatır. İçinizde tutmayıp anlatmanın bile rahatlatan bir yanı olduğunu lütfen unutmayın…
Alma – verme dengesi şu hayattaki en önemli şeylerden biri…
Hem duygusal yükleri alıp vermek hem de nefes alıp vermek dengede olmamız için önemli. Nefes egzersizi yapmak için çeşitli metodlar bulunmakta. Nefesinizi öfkelendiğinizde hızlı hızlı mı alıp veriyorsunuz? Yoksa öfkelendiğinizde nefesinizi tutuyor musunuz? Her iki nefes alıp vermede de kalp atışınız hızlanır ve bedensel reaksiyonlarınız başlar. Öfkelendiğiniz anlarda lütfen dönüp bir kendinize bakın…
Nefesinizi nasıl kontrolden çıkarttığınıza göre önereceğim nefes egzersizi değişmekte. Eğer nefesinizi hızlı hızlı alıp veriyorsanız, size önerim bir saatin saniyesini takip ederek dengeleme nefesi egzersizi yapmanız. Dengeleme nefesinde 4 sn nefes alıp 4 sn nefesinizi tutup sonra da 4 sn nefesinizi vermeniz gerekmekte. Eğer nefesinizi tutuyorsanız size tavsiyem rahatlatıcı nefes almanız. Rahatlatıcı nefes için 4 sn nefes alıp 4 sn nefes vermeniz gerekmektedir. Nefesi tutmadan devam edebilmeniz önemli…
En nihayetinde nefesle başlayan şu hayatı dengelemenin de nefesle sürdürüldüğünü bilmeniz öfkenizi yönetmek için yardımcı olacaktır. Öfke ile ilgili kişilik özellikleriniz öfkeyi yönetebilmeniz için farklı ihtiyaçlara gereksinim duyabilir. Kabaca iki kişilik özelliğinden bahsedecek olursak eğer;
1- bazen kişinin mizacındaki haset duygusu, çocuğuna yaptığı şeylere çocukluğunda sahip olmamaktan kaynaklı tetikleyebilir.
2- Bazen mükemmeliyetçi bir mizaç özelliği nedeniyle istediği gibi özellikler sergilemeyen çocuğa öfkelenmek mümkün olabilir.
Eğer yukarıda yazan metindekilere rağmen öfkenizi kontrol edemiyorsanız eğer, o zaman bir uzman desteği almanız hem sizin insanlarla ilişkilerinizi iyi yürütmenizi hem de çocuğunuzun sağlıklı büyüme sürecine katkı sağlayacaktır. Unutmayın öfkeli bir yetişkinle büyümek; çocukları, yetişkinlik yaşantılarında pek çok psikolojik problemle (içe kapanıklık, özgüven sorunları, zorbalık, ilişki sorunları vb) yaşamını sürdürmesine neden olabilir.
Bir yanıt yazın